Kim Masal Dinlemek İster?
- A. Arıs
- 19 Kas
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 saat önce

İletişimin en eski araçları nelerdir diye kendimize soralım ve aklımıza gelenleri kayıt ediyormuş gibi bir köşeye yazdığımızı farzedelim. Günümüzde en çok kullandığımız iletişim aracı elbette telefon iken bunu nasıl sağlıyoruz diye tekrar sorduğumuzda harfleri bir araya getirip cümleler kuruyoruz ve bu cümleler işitsel olarak bizim aramızda gidip geliyorlar. Diğer bir iletişim türü olarak da gene harfleri kullanıyor ve gene cümleler kuruyoruz fakat bu sefer birbirimizle sesli değil yazarak iletişim kurmayı tercih ediyoruz. Ve bu yazılar saniyeden daha kısa süre bir sürede birbirimize gidip geliyorlar. Doğrudan benim tespit olmayan ama araştırmalara göre 20 ile 30 yaş arasında bulunanlar telefondaki sesli iletişim yerine yazmayı daha çok tercih ediyorlarmış.
Bugün ki araştırmalar neticesinde dans etmenin bir iletişim olduğunu araştırmacılar kabul ediyor. Biz dans ederken göz ve koku uyaranları dahil tüm sinir hücreleri iletişim halinde sayısız kere birbilerine gidip geliyorlar; ve bedenleriniz belirli bir mesafe ve ritimde hareket ediyor karşımızdaki tanımıyor ona seslenmiyor ve ya yazmıyoruz. Bazen hiç bir şey yapmadığımızı düşünsek bile yakınımızdaki biri ile iletişime geçmiş olabiliyoruz. Otobüs durağında ve ya sahil kenarında bir yer oturduğunuz hayal edin iletişim sizin oraya gitmenizle oradaki bazı insanlar ile iletişime geçiyorsunuz. Eskiden Türkler’de bir gelenek olarak yeni evlenecek gelin nehir kenarına götürülüp su ile tanıştırılırmış. Yani Su’ya gelin tanıtılırmış. Bakın bu da bir iletişimdir. Size çok uzak geldiğini anlıyorum ama düşünmeniz de gerekiyor.
Ve önemli bir bağlantı türümüz daha var unutmamamız gereken. Aramızdan ayrılan insanlara ait olan kitaplar, bu kitaplar da o insanlar ile kurduğumuz bir iletişimdir her defasında sayfaları açtığımızda bunu tekrar ederiz. Zikir (hatırlamak, anmak) ve tekrar etmek de iletişimden kopmamaktır bir bakıma. Gerçekte ise tüm medeniyet sürekli bir iletişim halindedir. Madenler, bitkiler, hayvanlar ve insanlar ve şuan yetişmekte olan makinalar da dahil. Pisagor atfedilen bir söz olarak kayalar donmuş bir sestir derken belki de bunu ifade etmek istiyordu. Evet bugun iletişimin en eski aracı diye tekrar size sorduğumda bir cevap daha verebiliriz. Masallarımız.
Günümüz insanın özellikle belli bir yaş grubu çocuklar ve televizyonun olmadığı bir dönemde bugunün yetişkinleri mutlaka bir masal dinlemişlerdir diye kabul ediyorum. Eski dönemlere gidersek güneşin batımının sonrasında birlikte yapılan dua pratiklerinin yanında onları sözlü anlatı ile geçmişe bağlayan bir masalları vardır diyebiliriz. Yani masallarımız geçmiş dönem insanlarında kişileri bir araya getiren ve eskiyle bağ kuran iletişim araçlarından biriydi. Biliyorsunuz ebeveyenlerimiz yaşlanıyor, belki de birçoğu yaşlandı ve ya aramızda yoklar; bazen büyüklerimiz farkında olmadan aynı şeyleri anlatırlar siz de ilk defa dinliyormuş gibi rol yapmak zorunda kalırsınız. Bu birçoklarımız için yaşanan durumdur. Büyüklerimizin bize her anlatımında hikayeleri biraz farklılaştırabilir, farkında olmadan onlara ekleme yaparlar yada güncel duruma göre onları biraz değiştirebilirler fakat anlattıkları hikayeler, yaşanmışlıklar genel itibariyle aynı son ile biter. Bir bakıma dinleyiciler etrafında anlatılan masallar da böyledir. Masallar, gerçek ve hakikat arasındaki ince çizgiyi dolambaçlı yollarla anlatan bir nasihat şeklidir. Ne kadar değişirse değişsin verilen mesaj aynıdır çünkü gerçekler değişebiliyor olsa bile hakikat tek kalmaktadır.
Masallar hakkında emin olduğumuz diğer güzel bir şey daha vardır; masalların kimin tarafından yazıldığını hiçbir zaman bilemiyor olacağımızdır. Sanırım bu anonim olma durumu masalları evrensel yaparken sözlü/yazılı anlatım ile içlerinde saklı bir bilgiyi de sahibinin kim olduğunu söylemeden verir size. Masalların güzelliği onların bir varmış bir yokmuş ile başlamasıdır. Ve devam eder evvel zaman içinde diye. Peki hangi evvel ? Bilemiyecek olmak daha güzeldir. Çünkü bugünün insanı onu anlamayacağı gibi ona hemen sahip de olmak ister. Zaten bugün insanlar doğanın döngüsünden uzak bir şekilde ve zamanı doğrusal olarak algılamaktadırlar. Bu sebeple masalların evvel zaman içinde kalmasından yanayım. Es war einmal, Yeki bûd yeki nabûd, Long, long ago.

Bu hesabımda normalde okuma süresi ortalama 5 ile 7 dakika sürecek şekilde metinler hazırlamaya özen gösteriyorum. Çünkü günümüzde dijital alanda bu süreleri aşacak şekilde düzenlenen metinlerin bir süre sonra çok fazla dikkat dağınıklığına neden olduğunu gerçeğini kabul etmek gerekiyor. Evet konumuz masal ortalama 7-8 sayfa bir yazıyı sizinle paylaşmam gerekiyor haliyle bu süreyi aşacaksınız. Ana sayfamda dosya paylaşımı kısmından pdf olarak indirebilirsiniz.
Masalımız Yanıltan Işık (The Will-o-the-Wisp)” Hans Christian Andersen’ tarafında derlenen bir yazıdır.
‘’Kasaba bunu ciddiye almayacak diye gözlemde bulundu adam. Bu tek bir kişiyi bile huzursuz etmeyecek,çünkü ben onlara mağripli kadın diyor ki : Yanıltan Işık kasabada ! kendinize dikkat edin ! dersem . Hepside benim masal anlattığımı düşünecekler’’:



Harika bir yazı.